25 Temmuz 2025’te, 40 yıl süren bir mahkûmiyetin ve bir ömürlük mücadelenin ardından Corc Abdullah özgür kalacak!
Bugün, Perşembe, 17 Temmuz 2025 tarihinde, Paris İstinaf Mahkemesi, Filistin özgürlük mücadelesinin bir neferi, Lübnanlı komünist ve direniş savaşçısı Yoldaş Corc İbrahim Abdullah’ın serbest bırakılmasına karar verdi. Corc Abdullah, 40 yılı aşkın bir süredir tutukluydu.
Fransız makamlarının ve birbirini izleyen hükûmetlerinin aralıksız yürüttüğü siyasî ve hukukî zulüm ile geçen 40 yılın ardından; bir ömür süren mücadele ve sarsılmaz direnişin; onu Fransız sömürgeci ve emperyalist hapishanelerinden kurtarmak için yürütülen yıllara yayılan seferberliğin ardından; yoldaşımız nihayet 25 Temmuz’da Fransız cezaevinden serbest bırakılacak.
Ancak, bu kararın açıklanmasıyla duyduğumuz büyük sevinç, o, Fransa ve müttefiklerinin çabalarına rağmen direniş ateşini hiç söndürmeyen, yoldaşları, sevdikleri ve ailesi ile çevrili biçimde, kendi toprağı olan Lübnan’a varana kadar tam olmayacaktır. 40 yılı aşkın hapis hayatı boyunca Corc İbrahim Abdullah, onun adını kalplerinde taşıyarak siyasî mücadeleye atılan ve onun serbest bırakılmasını talep etmek için harekete geçen nesiller için mücadele ve kararlılığın sembolü olmuştur. Bugün bile, hapishane hücresinden Corc Abdullah, emperyalizm, sömürgecilik ve Siyonizm’e karşı halkların düşmanları karşısında boyun eğmeyi reddeden tavizsiz bir direnişin yaşayan bir sembolü olmaya devam ediyor. Onun deneyimi, on yıllardır Filistin halkını ve direnişini destekleyen hareket için hayatî önemdedir.
Corc Abdullah’ın son 40 yıldır hapishane hücresinden üstlendiği siyasî sorumluluk, tüm devrimci mahkûmların, başta da 10.800’den fazla Filistinli mahkûmun ve bilhassa Filistin direnişinin hapisteki liderlerinin üstlendiği benzersiz rol ve görevi temsil etmektedir. Baskıcı, sömürgeci ve emperyalist hapishane sistemlerine karşı çıkanlar, içeride ve dışarıdaki rolleri sayesinde, halklarının zulme karşı direnişinin ön saflarını oluşturmaktadır.
Yoldaşımızın yakında gerçekleşecek özgürlüğünü kutlarken, kalplerimiz ve zihinlerimiz parçalanmış vaziyette ve aklımız fikrimiz, Siyonist hapishanelerde açlık, hastalık, izolasyon, şiddet, cinsel saldırı ve hedefli cinayetlere maruz kalan 10.800’den fazla Filistinli tutukluyla beraber. Direnişin hapisteki liderlerine, onlarca, yüzlerce, hatta binlerce yıl hapis cezasına çarptırılmış, ömür boyu hapis cezaları biriken, ancak yoldaşlarının mücadelesi sayesinde özgürlüklerine kavuşacaklarına dair inancı sarsılmayanlara, en derin dayanışmamızı sunuyoruz. Düşmanın elinde, sevdiklerinden, haklarının sıcaklığından uzak olan babaları, anneleri, kardeşleri, sevdiklerini ve yoldaşlarını düşünüyoruz. Ancak onlar, direniş ve mücadele yoluyla Siyonist hapishanelerde bir mücadele okulu ve bir direniş çevresi kurdular. 7 Ekim’den bu yana Siyonist hapishanelerde şehit düşen 73 tutuklu ve Siyonist rejimin morglarında ve “taşları rakamlı mezarlarda” tutulan şehitlerin aileleriyle birlikteyiz. Bu mezarlarda, ailelerinden çalınan ve onurlu bir cenaze töreni yapılmasına izin verilmeyen 700’den fazla Filistinli şehidin bedeni tutuluyor. Bu, halkının sevgisiyle bile sarılamayacak kadar büyük bir yarayı kanatıyor. Filistin davasının tüm mahkûmlarını ve dünya çapındaki Siyonist, emperyalist ve gerici hapishanelerde yoldaşlarından ve sevdiklerinden koparılmış tüm devrimci mahkûmları düşünüyoruz. Yoldaşımız Corc İbrahim Abdullah’ın yakında gerçekleşecek özgürlüğü onların zaferi olacak ve biz onların zaferini de kutlayabilene kadar harekete geçmeye devam edeceğiz.
Yoldaşımız Corc İbrahim Abdullah, Lannemezan’daki dara hücresinde yakında serbest bırakılacağı haberini alır ve bunu diğer tutuklularla paylaşırken, Gazze’deki ve daha geniş anlamda bölgedeki mevcut durum, Filistin halkının 21 aydan fazla bir süredir maruz kaldığı soykırım karşısında yüreklerimiz kan ağlıyor. Emperyalist ve Siyonist hapishanelerden özellikle Corc gibi, on yıllarca hapis hayatına rağmen hiçbir uzlaşma veya ihanete boyun eğmeyen her mahkûmun kurtarılması, gelecekteki zaferin, daha iyi günlerin ve sömürgeci şiddetin parçaladığı hayatlar ve gelecek için adaletin vaadidir.
Bu mücadeleyi kararlılıkla nesiller boyu sürdüren yoldaşlarımıza, bu anı göremeden aramızdan ayrılanlara, yoldaşımızın kalbi ile birlikte atanlara, yıllarını, uykusuz gecelerini ve aylarca süren seferberliklerini etkinlikler ve gösteriler düzenlemek için adayan örgütlere ve kişilere, sokaklarda, üniversite kampüslerinde ve adımlarının onları götürdüğü her yerde yoldaşımızın adını haykıranlara en içten ve samimi selamlarımızı ve teşekkürlerimizi sunuyoruz. Bu, tüm hareketin kolektif bir zaferdir; bu zafer, Filistin’in nehirden denize kadar kurtuluşuna kadar mücadeleyi sürdürmek ve daha fazla zafer kazanmak için bir temel olmalıdır.
25 Temmuz’a ve yoldaşımızın Lübnan’a varışına kadar seferberliğe devam!
Tüm mahpuslarımıza özgürlük!
Şan olsun Filistin direnişine!
Nehirden denize: Filistin kazanacak!
17 Temmuz 2025