Son zamanlarda örneklerini sıklıkla gördüğümüz sosyalizmi hiçbir dönem doğru şekilde kavrayamamış "eski solcular"ın,
-filanca yerde "kooperatif" kurup Amerika'daki tarikatların yaşam tarzına benzer bir yaşam sürdürüp bunu da "kapitalist kültür ve piyasa ekonomisine alternatif" diye kabul edip savunmaları;
-"kadının ve diğer cinsiyetlerin ataerkil baskı ve sömürüden kurtuluşunu sosyalizme bırakarak erteliyorsunuz" diye geveleyen aklı sivriler;
-kapitalizme rağmen ekolojik yaşam döngüsü bozulmadan sürdürülebilirmiş gibi sistemin kendisiyle savaşmak yerine sistemin her gün artan boyutta ortaya çıkardığı yıkıma yani sonuca karşı "bir şey yapmalıyız" seferberlikçileri;
-işçilerin ve tüm emekçilerin yaşam koşullarının kapitalist sistemde asla gerçek anlamda düzenleyeceğini anlamadığı için ekonomik mücadelenin işçinin durumunu düzeltmek için değil işçiye bu mücadele içinde politik iktidarı ele geçirme düşüncesinin taşınması için ve bu sınırlar dâhilinde anlamlı olduğunu kavrayamayan ekonomist, sendikalistler; tıpkı bütün yukardakiler gibi kapitalizmde salt, bağımsız bir "demokrasi" olamayacağı, dünyanın en demokratik burjuva demokrasilerinin de özünde işçi sınıfı ve ezilenler üzerinde burjuva diktatörlüğü anlamına geldiğini;
Dolayısıyla "demokrasi için mücadele"nin sanıldığı gibi burjuva diktatörlüğü koşullarında "demokratik ulus" vs. inşa etmek demek değil ama proletaryanın iktidarı için "toplanma, örgütlenme, eylem, basın ve diğer kimi faaliyetleri" kullanmak anlamına geldiğini kavrayamayan birçoklarının ortak yanılgısı kapitalizmin kimi mücadelelerle yaşanabilir bir demokrasiye dönüşeceği düşüncesidir.
* * *
İnsanın tekil olarak doğa, kadın ve diğer cinsiyetlerin yaşamakta olduğu sorunlarda sorumluluk sahibi olduğunu düşünen bir kişinin Marksizm aleyhtarı yahut Marksizm’i kavramamış birisi olduğunu söylemek gerekir.
İnsan doğasının o doğayı kendisine yabancılaştıran kapitalizm koşullarında öyle feminist, queer teorilerle yahut basmakalıp "patriarkaya karşı mücadele" sloganları ile değişmesi imkânsızdır. Tam da bu nedenle insanın insan olmaya dönük en temel dönüşümü yaşaması için mevcut insan doğasını yadsıyan kapitalist sistemin yadsınması olan proletarya diktatörlüğüne zorunlu olarak ihtiyaç vardır.
Kapitalizme rağmen kapitalist sistemin yarattığı sorunların ya da kapitalist sistemde sistemin işleyişine uygun hâle getirilerek kurumsallaşmış ve sistemin sacayağı haline gelmiş "fuhuş" gibi insanlık sorunlarının çözümü mümkün değildir.
Aslında burada andığımız görüşlerin neredeyse tamamının daha 1848'de yayınlanan Komünist Manifesto'da verilmiş olduğu halde, 150 yıl sonra tekrar bu konuların tartışılması; örneğin kadın sorununda feminizmin ne olduğu Clara Zetkin'in, Engels'in ve sonra 3.Enternasyonal'de yine Lenin ve Zetkin'in bu konudaki özel açıklamalarıyla ortaya konulduğu halde bugün "patriarkaya karşı mücadele", "kızkardeşlik" vb. burjuva kadın hareketi söylem ve düşünce tarzının devrimci saflarda taraftar bulması bizlere tek bir doğruyu işaret ediyor; çok okumak ve MLM eserleri doğru analiz etmek zorunluluğunu!
@Spartali_Agis
30 Ocak 2023
