Koç Topluluğu’nun iki ana özelliği yabancı sermaye ve devlet ile en yoğun ilişkilere sahip grup olmasıydı. Büyük şirketlerinin çoğu yabancı sermayeli olan Koç, İtalya kökenli Fiat, B. Almanya kökenli Siemens ve ABD kökenli Ford ile yoğun ilişkiler içindeydi. Ayrıca Mobil ve Uniroyal çokuluslu tekelleriyle de Koç’un uzun yıllar ortaklıkları olmuştu.
Devlet sektörü, Koç’un gelişiminde etkili bir kaldıraçtı. Devlet kuruluşlarına mal ve hizmet satışıyla hatırı sayılır birikimler sağlayan Koç, sanayiciliğe geçişinden sonra da bu pazarını yitirmemiş, tersine artırmıştı. Ayrıca KİT’lerle gıda, otomotiv alanlarında ortak şirketler kurmuştu. Devletle olan yoğun ilişkileri nedeniyle Ankara’da «Hükûmetle ilişkiler Departmanı» bulunan tek holding de yine Koç’tu.
Ankara’da yeşerip büyümesi, Koç’un devletten yararlanmasında önemli bir etkendi. Ayrıca Vehbi Koç, 1950’lere değin dönemin tek partisi CHP’de çeşitli görevler almakla da sayısız avantajlar elde etmişti. Kârlılık oranı yüksek otomotiv, metal eşya gibi dallarda ilk yatırımcı olarak sektörleri parsellemesinde de Koç’un devletle olan ilişkilerinin önemli bir rolü olmuştu. Koç, bu özellikleriyle 1980’lerin ortasında gündeme gelen savaş sanayiinin de «ilk»i olabilecekti. İngiliz GNK firmasıyla kurduğu ortaklık, otomotiv ve metal sanayiindeki deneyim birikimini «silâh» üretiminde kullanmaya olanak sağlayacaktı. Koç Grubu, Türk kapitalistleri içinde liderlik konumunu yıllardır sürdüregelmişti. Diğer büyük kapitalistlerin örgütlendirilmesinde önemli bir rol oynamıştı. TÜSİAD, MESS gibi etkili işveren örgütlenmelerinde öncü Koç’tu. Grubun patronu Vehbi Koç, bir anlamda Türk kapitalistlerinin «duayen»iydi. Siyasî partiler arasında arabuluculuk girişimlerinde, lobi faaliyetlerinde başı Koç çekerdi. Gelen her hükûmet, ister sivil, ister askerî olsun, Koç’a kulak vermeyi ihmal etmezdi. Koç’un eleştirileri ve önerileri «es» geçilemezdi. Bu özellikleri nedeniyle de artık şöyle söylenir olmuştu: «Türkiye’de üç sektör var: Kamu sektörü, özel sektör ve Koç sektörü».
Mustafa Sönmez
1987
[Kaynak: Mustafa Sönmez, Türkiye’de Holdingler - Kırk Haramiler, Gözlem Yayıncılık, 1987, s. 203-204.]