Eğer mücadelemiz “şirke karşı tevhid”, “sınıflı topluma karşı sınıfsız toplum” mücadelesi olacaksa, sömürü ve zulme karşı bir yol bulunacaksa, kendi benliklerine, mülklerine tapan, saltanatlarını putlaştıran efendilerin, müstekbirlerin şirk ve küfrüne...
“Yaratmayı başlatan ve yenileyerek sürdüren” [Rum: 11] Allah, her çağ ve dönemde toplumsal çelişkileri ve diyalektik dönüşümleri meydana getirir. Önemli olan, lafza aldanmadan ve zahirle yetinmeden kendi çağının temel çelişkisini doğru kavramaktır.
Bugün devletin ve sermayenin kentsel dönüşümlerde, Karadeniz derelerinde, Soma madenlerinde, Suriye, Filistin ve Kürdistan’da taşıyıcılığını yapan, restorasyon ihtiyaçlarını karşılayan AKP, kâfirdir.
Gezi’de, Soma’da, Diyarbakır’da, Suruç’ta, Cizre’de ve Ankara’da katledilenler, yitirilen canlar, artık başka bir zaman ve mekân boyutunda varlıklarını devam ettiriyorlar; kolektif hafızalarımızda, mücadelelerimizin öfkesinde ve umudunda. Tarih boyun...
Oysa Allah, her şeyi kuşatan gerçekliğin kolektif tasavvuru olarak mazlumun, proletaryanın direnişinde, mücadelesinde, örgütlülüğünde her daim yeniden zuhur eder. Allah, saraylarda, putlarını dert edinen egemenlerin dillerindeki lafızlarda, iktidar v...
Yüzlerce yıllık saltanatların, burjuva aklını, benliğini ve sermayeyi Tanrı kabul eden muhafazakâr İslamcıların unutturduğu yoldur bu. Başkaldırıyı ve yıkma edimini olumsuzlayan, egemenler adına yapmayı yücelten, aslında Allah’a değil, kendi aklına, ...
1920-1921 sürecinde Türkiye’de sömürenlerle sömürülenler ve tüm karışıklığına rağmen, onların politik temsilcileri ve örgütleri tarih sahnesindedir. Tabiî eşitsiz gelişmiş olarak. Bir iktidar ihtimali doğmuş ve sönmüştür.