Loading...

Pakistan: CENTO-CENTCOM Haritalarının Kesişiminde Çatışma


22 Nisan 2025 tarihinde Hindistan’ın elinde bulunan Cammu Keşmir’deki Pahalgam yerleşiminde turistlere yönelik silâhlı bir katliam eylemi gerçekleşti. Bu eylemin ardından Pakistan ile Hindistan arasındaki gerilim günlerdir yükselmekteydi. Olaydan Pakistan’ı sorumlu tutan Hindistan’ın su anlaşmasını askıya almasını, vize iptallerini ve diplomatların geri çağrılmasını bugün sınır hattındaki çatışmalar takip etti.

Hindistan ve Pakistan arasında yaşanan tarihi sınır ve sair anlaşmazlıkların detayına girmek niyetinde değiliz zira iki ülkenin siyasal inşasından tutalım, aralarındaki anlaşmazlıklara kadar perde arkasında emperyalistler arasındaki çekişmelerin etkisi bulunuyor. Öte yandan yaşanan son gerilim, ülkemizi ve bölgemizi de yakından ilgilendiriyor. Bu bakımdan konunun genel çerçevesine değinmek ve bazı örtüşmelere işaret etmek istiyoruz.

Aksa Tufanı’nın biraz öncesinden başlayacak olursak, Trump’ın Gazze’yi alma ve imar etme söyleminin, bir ucu Hindistan’a çıkan ve Çin’in önünü kesen stratejik bir kapitalist ikmal meselesine dayandığı açığa çıkmaktadır:

“Aksa Tufanı’nın tetiği [7 Ekim 2023], muhtemelen 9-10 Eylül 2023 tarihinde Yeni Delhi’de düzenlenen G20 Zirvesi’nde atılan emperyalist imzalara karşı çekildi. Hindistan/Suudi Arabistan/İsrail/Avrupa hattında hazırlıkları yapılan alternatif enerji hattı (IMEC) Zirve’de resmen ilân edildi. IMEC, Gazze’nin üzerinden geçiyor, Filistin’in son bağımsız toprağının tümüyle yutulması anlamına geliyordu.”[1]

IMEC projesi, OBOR sözleşmesinin tarafı olan Türkiye’yi pas geçiyor ve devletin tepkisini çekiyordu. Diğer yandan Trump’ın başkan seçilir seçilmez hedef tahtasına oturttuğu Kanada ile Hindistan’ın 2023’te yaşadığı gerilim bugünkü saflaşmaya uygun düşmektedir:

“Öteden beri diasporadaki Sihlerin merkezi olan Kanada’da, 18 Haziran 2023’te Sih lider Hardeep Singh Nijjar öldürülmüş, 9-10 Eylül 2023’te G20 toplantısına ev sahipliği yapan Hindistan’da, ‘uçağı bozularak’ diğer liderlerden bir gün daha fazla zaman geçirmek zorunda kalan Trudeau, pazarlık sürecinden istediğini alamamış olacak ki ülkesine döner dönmez, Nijjar’ın öldürülmesi konusunda Hindistan’ı suçlamış ve soruşturma çağrısı yapmıştı. Trudeau’nun suçlamaları Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomik Koridoru’nun (IMEC) mutabakat zaptının 10 Eylül 2023’te Hindistan, Avrupa Birliği, ABD, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Fransa, Almanya ve İtalya tarafından imzalanmasından birkaç gün sonrasına denk geldi.”[2]

IMEC işgalinin hayata geçirilmesi Aksa Tufanı’yla engellendikten ve Trump başkanlığı aldıktan sonra, projeyi tamamlamak üzere devreye ABD girmiştir.

2023’e gelinirken, bölgedeki etkinliğini İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra hızla kaybeden ve yerini ABD’ye bırakan İngiltere, şartların el vermesiyle 2021 yılında Suriye’de Ahmet Şara üzerinden siyaseten sahaya dönmüştü. Bu oldukça kırılgan bir süreçti zira İngiltere bu tarihe gelene kadar önce Çin ile yakın ilişkiler yürütmüş, bu iki ülke Tek Yol Tek Kuşak (OBOR) hattının iki ucundan tutar olmuşlardı. OBOR anlaşmasına katılan ülkelerin hızla arttığı 2018 yılında ABD, Huawei üzerinden sert müdahalelere başlar. Şirketin veliahdını tutuklatır. Hapiste başlayıp Kanada’dan Çin’e dönememeyi kapsayan esaret ancak OBOR genişlemesinin durmasını takiben 2021’de son bulacaktır.[3]

Emperyalistler arası itişme ve iş birlikleri son dönemde giderek daha bariz hâle gelmiştir. İngiltere’nin elinden Şara’nın idaresini ani bir darbe ile alan ABD, beklenmedik bir hamle neticesinde 10 Mart 2025’te Mazlum Abdi ile Ahmet Şara’yı anlaşma masasına oturtmuş; içinden geçtiğimiz günlerde de Suriye’nin İbrahim Antlaşmalarına dahlini kabul edeceklerini açıklatmıştır.

CENTCOM Haritası

ABD’nin bölgemizden başlayarak Orta Asya’ya kadar uzanan siyaseti temelde askerîdir ve Merkezî Komutanlık CENTCOM üzerinden yürütülmektedir. CENTCOM haritasının kapsamına giren Türkî Cumhuriyetlerin, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de daraltılmasına sebep olacak şekilde art arda Güney Kıbrıs’ı tanımaları işin bir diğer yönüdür; bölgede İngiltere ve Türkiye’nin geriletilmesiyle ilgilidir. Türkiye ve İngiltere bölgemizde eski etkinliklerine ulaşabilmek için vaktiyle CENTO’yu kurmuş; bu kapsamda Suriye’ye girilmesi gündeme gelmiş ancak başarılamamıştır. ABD vaziyete hâkim olmuştur. Nihayetinde İngiltere, Hindistan yolunun başını tuttuğu Basra Körfezi’ni 1971’de terk etmek zorunda kalmış, onun yerini, ondan öğrenen ABD almıştır.[4] O tarihlerden bu yana Türk siyasetinde, bir gerilim hattı olarak ABD/İngiltere çizgilerinin izleri görülür. Bugün de benzer bir vaziyeti yaşıyoruz.

“İmamoğlu tutuklaması, Suriye’de Britanya menşeli Şara hükûmetinin kurulmasını takip etmiştir. Tarihsel bir blok olarak, Türk Devleti’nin icra merkezi Britanya ile yakın mesai içerisinde bulunmuş, bulunmaktadır. Bu vaziyet Yakındoğu’da ABD’nin Britanya’nın rolünü üstlendiği 1950’li yıllardan beri adım adım ilerlemiş, özellikle de Kanal Krizi’nden bu yana daha belirgin bir hâl almıştır. ABD’nin Türkiye’ye daha genel plânda biçtiği rol ile Britanya’nın bölgede yeniden egemen olma çabaları çerçevesinde Türkiye’ye biçtiği bölgesel aktif rol, zaman zaman çelişmektedir. Bu bakımdan idarî erki Suriye’ye çoktan sarkmış olan, Kürt siyasal derlenmesini imkânsızlaştıran Türk Devleti’nin icra merkezi ve Britanya’nın bölge plânları için ‘İmamoğlu tehlikesi’nden bahsedilebilir. İsrail bu bloklaşmada ABD’ye yakındır, zira Britanya askerlerinin katli üzerine inşa edilmiş bir yapıdır; Britanya’nın bölgeden çıkarılması ile ilânı mümkün olmuştur. Tam da bu günlerde iki Britanyalı milletvekili İsrail girişinde alıkonmakta, sorgulanmakta ve deport edilmektedir. Yine İsrail, Türkiye’nin Suriye’de üstleneceği hava alanlarını imha etmekte, ABD aracılığında Bakû’de Türkiye-İsrail temasları sağlanırken Bahçeli alenen İsrail’e karşı savaş çağrısı yapmaktadır. Onun İmamoğlu’na karşı giriştiği sert tutumuyla uyumludur. Yine Türkî devletlerle ABD’nin Çin’e karşı bölgede artan etkinliği kapsamında Güney Kıbrıs’ı tanımakta, orada elçilik açmakta, Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi dara sokmaktadırlar. Bunlar, Ada’daki üsleri tartışmalı bir hâl almakta olan Britanya’nın aleyhine gelişmelerdir.”[5]

Nihayetinde İmamoğlu operasyonunda olduğu gibi Pakistan-Hindistan gerilimi de Şam’ın el değiştirmesini takip etmiş, Trump’ın gümrük vergisi blöfleri, Kanada’yı ve Çin’i tacizi, Apple’ın Çin’den Hindistan’a taşınma hazırlıkları[6] bu sürece eklenmiştir. Karşı hamleler de içeride ve dışarıda uyum içindedir. Trump ekibine karşı dünya genelinde yükselen boykot hareketine Türkiye’de Biden çizgisini takip eden mevcut CHP yönetimi eklenmiştir.[7]


Son olarak bu iç dış örtüşmesi, Erdoğan’ın şubat ayından bu yana yürüttüğü Güneydoğu Asya ziyaret ve temaslarına da yansımıştır. Pahalgam hadisesi tam da Erdoğan ve Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif’in ortak basın toplantısı yaptıkları 22 Nisan 2025 gününe denk getirilmiştir. Bu sırada ABD Başkan Yardımcısı JD Vance ise Hindistan’da ticaret antlaşmalarını görüşmekteydi.

Tarihsel CENTO ve ABD’nin günümüz CENTCOM haritaları temelde Pakistan, 1979’da devrimden sonra CENTO’dan ayrılan İran ve ondan önce 1959’da birlikten kopan Irak üzerinde kesişmektedir. Çatışma sahalarının bu sırayla ısınması beklenmelidir.

Meselenin bir yanında Çin’in, diğer yanında da Hindistan’ın yeniden kuşatılması yer almaktadır. Türkiye ve Orta Doğu sürecin içindedir. Emperyalizm Doğu’da her bir kanadı ile gayrimeşru askerî zora dayalı bir yapı olarak halkları birbirine kırdırmaktadır. Emperyalizmi, kanatlarını ve içerideki kollarını tanımak zorundayız.

Deniz Kuzey

25 Nisan 2025

Görsel: İngiltere’den Doğu Pakistan’a (Bangladeş) Bağdat Paktı’nın (CENTO) en geniş haritası.

Dipnotlar:

[1] Gökçe Kutlu, “Filistin Neden Savaşıyor ve Bugüne Kadar Neyi Başardı?”, 7 Ekim 2024, Sosyalizm.

[2] Gökçe Kutlu, “Emperyalist Merkezlerde Kararsız Bir Döneme Doğru (I)”, 6 Mart 2024, Sosyalizm.

[3] Deniz Kuzey, “Suriye Merkezli Yakın Dönem Kronolojisi”, 8 Şubat 2025, Sosyalizm.

[4] Deniz Kuzey, “Jimmy Carter Öldü”, 30 Aralık 2024, Sosyalizm.

[5] Tahir Yılmaz, “Dönüşüm Sancısı”, 20 Nisan 2025, Sosyalizm.

[6] “Dev teknoloji şirketinin yeni adresi belli oldu: Çin dönemi sona eriyor!”, 25 Nisan 2025, Cumhuriyet.

[7] Gökçe Kutlu, “Boykot”, 2 Nisan 2025, Sosyalizm.